Almanya’nın yanısıra Avrupa’nın da en önemli finans, fuar merkezi olan Frankfurt gezilecek yerler arasında pek akla gelmeyen bir şehir. Buna rağmen hayatta gidilmez demeyeceğim. Özellikle 3 günlük bir kaçamak yapmak istiyorsanız ve ucuza bilet bulduysanız.
Frankfurt’da yaşayan arkadaşımız Benjamin’i ziyaret etmek için kaptık çantamızı geldik. Türk yolcu oranının yüzde yüz olduğu uçak yolculuğumuz sonunda neredeyse Frankfurt’dan büyük havalimanına iniş yaptık. O kadar büyük ki, havalimanı içinde çıkışa gitmek için metro kullanıyorsunuz.
Metro hattı biraz kafa karıştırsa da merkez istasyon Haupthbahnhof üzerinden güzergahı anlamayı kolaylaştırabilirsiniz. Biz kuzu gibi Benjamin’i takip ettik. Şehrin merkezine geldiğimizde zebellah gibi plazaların görünüşü Manhattan’ı akla getiriyor. Şehrin etkisini ise modern binaların arasına sıkışan tarihi binalarda hissediyorsunuz.
Frankfurt’da gezilecek yerler
Frankfurt, turistik anlamda gezmek için çok fazla seçenek sunmuyor. Günümüze Frankfurt’a kuş bakışı bakarak başlayalım. Hauptwache Kaufhof Galleria alışveriş merkezinin en üst katına çıkınca dolanacağınız sokakları tepeden görebilirsiniz. Manzara hoşunuza gittiyse kahve ve tatlı yiyebileceğiniz küçük bir kafe var. Biz fotoğraf çektikten sonra Altstadt yani eski şehir olarak bilinen Römer’e doğru yol aldık. Römer meydanındaki evler nakışla işlenmiş gibi. Masalsı bir hava hissedince öğrendim ki Heidi hikayesinde geçen Clara’nın yaşadığı ev bu bölgedeymiş.Gerechtigkeitsbrunnen yani adalet çeşmesi de meydanın ortasında yer alıyor.
Kaiserdom Klisesi mimarisiyle hep karşınıza çıkacak. Zamanınız olursa bir uğrayın derim.
Yürürken birden onlarca Primark torbaları mı görmeye başladınız o zaman Zeil caddesindesiniz. Alışveriş severler buraya!
Frankfurt’da çok az zamanımız olduğu için müze olarak Goethe Evi‘ni tercih ettik. Evi ve içindeki eşyaları çok iyi muhafaza edilmiş. Goethe’nin ihtişamlı hayatına göz atmak için ev ziyareti şart.
Avrupalıların köprülere aşklarını sembolize etmek amacıyla kilit takma huyu var. Frankfurt’un aşk temsilcisi Eiserner Steg yani Love Luck Bridge. Yeni evli çift ben fotoğrafı çekerken köprüye kilit vuruyorlardı.
Şehrin en güzel binalarından biri olan Alte Ober yani opera binasının önünde yer alan Café Rosso ‘da oturup soluklanın. Sokak müzisyenlerinin çaldığı müzikler eşliğinde günlük koşuşturmanın seyrine dalın.
Kaffee Wackers
Frankfurt’un ara sokaklarında dolanırken bu küçük mekanın önündeki kuyruk ilgimizi çekti. Bi baktık ki çekilmiş kahve de satıyorlar. Hemen İstanbul’a götürmek için kahvemizi seçip vakumlattık. İşte bizimle ilgilenen güzel abimiz.
Frankfurt’da Yemek &İçmek
Best Worscht in Town
Frankfurt’a gelip de sosis yememek olmaz. Sokak satıcılarının çoğu sosisi güzel yapıyor. Best Worscht in Town kaldığımız yere yakın olunca biz ilk sosimizi burada denedik. Bayıldık!! Sosisinizi domuz yada dana etinden seçebiliyorsunuz. Ayrıca sosis üzerine konulan sosların acı seviyesini gösteren bir liste var. En düşük seviye bile yeterince acı. Ekmekler bildiğin Alman ekmeği mutlaka isteyin.
Apfelwein Solzer
Yerel Alman mutfağını denemeden olmaz. Apfelwein Solzer yerel dekorasyona sahip, uzun masalarda oturuyorsunuz. Burada tabi ki Frankfurt usulü şinitzel yemelisiniz. Ne içmelisiniz tabi ki Apfelwein. Yani Frankfurt’un yerel içkisi. Eskiden anneannelerimizde olan kristal bardakların büyük boyunu düşünün işte bu bardaklar apfelwein bardağı. Burada apwelwein tine geleneksel büyük seramik sürahiler ile masanıza geliyor.
Fichte Kraenzi
Geleneksel içkilerinden olan Mispelchen tatmamız için Benjamin bize buraya getirdi. Muşmula alkole bu kadar mı yakışır. Mekanın yemek menüsü de çeşitliydi. Aç olmadığımız için yemeklerini tadamadım ama menüsünde çeşit çoktu. Güleryüzlü çalışanlarıyla samimi bir ortam.
Eğer bir Alman ile geziyorsanız sudan önce bira tüketmeye başlarsınız.
Maincafe
Frankfurt’da olduğumu hissettiren mekan. Bizim gibi güneşli bir güne den gelirseniz çimlere uzanıp yada şezlonglarda oturup manzaraya karşı birşeyler içebilirsiniz. Serf servis olduğunu da belirteyim.
Alte Liebe
Bohem bir ortama sahip bar. Mum ışığının hakim olduğu mekanda ucuz içki içebilirsiniz. Mexicana içmenizi tavsiye ediyorum.
The Anglo Irish Pub
Şehrin tarih kokan sokaklarından birinde yer alan Frankfurt’un en iyi Irish pub’ı. Farklı biraların yanı sıra mekanda yer alan ekranlardan maçları takip edebilirsiniz.
Masal Şehir Heidelberg
Frankfurt’a gelmişken 1 saat uzaklıktaki Heidelberg’e mutlaka gidin. Karşınızda Ortaçağ mimarisiyle masal gibi bir şehir çıkacak. İkinci Dünya Savaşında yok denecek kadar az hasar gören şehirlerden biri olduğu için evleri, sokakları, şatosu insanı hemen büyülüyor.
İyi yolculuklar 🙂