Viyana yazımda bahsettiğim gibi 2 buçuk saatlik tren yolculuğu sonrası Budapeşte’ye vardık. Uçakla gelecekler bu yazımdan faydalanabilirsiniz.
Eurodan Forint’e geçiş, sokaklarda evsizlerin göze çarpması, Sovyetlerden kalma tramvaylar, hesapların ucuzlaması, salaş insanlar… Viyana sonrası Budapeşte küçük bir şaşkınlık yaratabilir. Ama ben kendime daha yakın hissedip şehre daha çabuk adapte oldum.
Budapeşte, yakın ve ucuz olması açısından haftasonu kaçamakları için iyi bir tercih. Tarihi dokusuyla ve Tuna nehrinin böldüğü iki ayrı bölgesiyle insanın içine işleyen güçlü bir atmosfere sahip.
Budapeşte’de Konaklama
Ibis Budapest Centrum konum olarak çok merkezi bir yerde. Yürüyerek istediğiniz yere gidebilirsiniz. Bulunduğu Raday Utca sokağı bar ve restaurnatları ile ünlüymüi ama çoğu sanırsam kış dönemi diye kapalıydı. Kahvaltının mutlulukla ilgisi olduğuna inanan biri olarak size tavsiyem cüzi bir para verip otelin kahvaltısından yararlanmanız. Çünkü çevresinde kahvaltı yapabileceğiniz bir mekan yok. Boşuna kan şekerinizi düşürüp şehri kendinize zehir etmeyin.
Ulaşım Ve Görülecek Yerler
Hızlandırılmış Şehir Turu Hop On Hop Off
Budapeşte’de çok az zamanınız varsa hop on hop off bu zamanı değerlendirmeniz için iyi bir fırsat. Big Bus firmasına ait bu otobüslere bindiğinizde 2 saat içinde bütün şehri Türkçe anlatımla gezmiş oluyorsunuz. Gezerken gitmek istediğiniz mekanları not edebilir ve bir sonraki gün oraları ziyaret edebilirsiniz.
Otobüsle gidebileceğiniz yerler,Hereos Square, Chain Bridge, Gellert Hill, Fisherman’s Basiton, Cita Della vd…
Bot Turu
Aldığımız bilete akşam Tuna nehrinde yapılan bot turu dahildi. Işıkların şehri olarak bilinen Budapeşte’nin, ışıklandırılan köprülerini ve binalarını görmek çok etkileyici olmasına rağmen bot turunu kış ayında değil bahar yada yaz aylarında yapmanızı öneririm. Kapalı bir alanda sıkışmaktansa açık havada daha rahat bir gezi olacaktır.
Budapeşte’de metro ve tramvay ile rahatlıkla gezebilirsiniz. Özellikle nostaljik sarı renkli tramvayları favorim. 2 numaralı olana binerseniz kısa bir şehir turu yapabiliyormuşsunuz biz yürümeyi tercih ettik. İhtişamlı Opera House binasının önündeki Opera metro durağı ise şehrin en eski metro durağından bir tanesiymiş. Yolunuz düşerse bir göz atın derim.
Central Market
Görkemli, büyüleyici bir yapıya sahip Central Market bizim Kapalı Çarşı’yı andırıyor. Manavından, kasabına hepsi burada toplanmış. Çeşitli peynir ve kuru et gibi ürünlerini tadarak buradan alabilirsiniz. Üst katında hediyelik eşyalar satılıyor. Fiyatları merkezde satılanlardan daha uygun.
Holocaust Memorial Central
İkinci Dünya Savaşın’da Macaristanda yaşayan Yahudilere ve Romanlara yapılan soykırıma ait videolar, fotoğraflar insanın tüylerini diken diken ediyor. Bu konuda ilgiliyseniz görmenizi tavsiye ederim.
Shoes on the Danube Promenade
Naziler tarafından öldürülüp Tuna nehrine atılan Yahudileri simgeleyen ayakkabılar Budapeşte’de görülmesi gereken yerlerden biri. Müze sonrası ziyaret ederseniz etkisi daha güçlü olacaktır.
Vörösmarty Meydanı ve St. Stephen Klisesi’nin önündeki meydan şehrin en büyük noel pazarlarının kurulduğu yerler. St. Stephen Klisesi noel zamanı çeşitli konserlere ev sahipliği yapıyor. Siz de benim gibi klasik müzik konserine denk gelirseniz o atmosferi unutamayacağınıza eminim.
Budapeşte’de Yemek ve İçmek
Noel pazarları geleneksel tatları deneyebileceğiniz mekanlar. Budapeşte’de tatmanızı önereceğim geleneksel lezzetler; gesztenye puree (kestane şekeri), kurtos kalacs (tarçınlı rulo), langos (hamur üstü sarımsak ve sourcream).
Gelarto Rosa şirin, küçük bir dondurmacı. Dondurmanızı gül şeklinde külaha yerleştiriyorlar.
Uygun fiyatta ve lezzetli yemek yiyebileceğiniz bir yer tavsiye etmek istiyorum. Belvárosi Disznótoros, Karolyi Utca’da yer alan iki katlı bir yer. Self servis olan mekanda salata ve et çeşitleri var. Benim favori tabağım ördek bacağı ve yanına patates kızartmasıydı.
Vaci Utca şehrin trafiğe kapalı alışveriş caddesi. Cadde üzerinde restaurantlar ve cafeler var. Andrassy Utca ünlü markaların dükkanlarını bulabileceğiniz ve tarihi binaların olduğu geniş bir cadde. Cadde üzerinde bulunan Bookcafe’ye soluklanmak için uğrayabilirsiniz. Yüksek tavanı ve görkemli resimlerin olduğu mekan bir sarayı andırıyor. Sebastian!!!
Ruin Barlar
Budapeşte gece hayatı ile ünlü bir şehir. Sabah erkenden kalkıp haldır haldır şehir gezince insanın hoplamaya zıplamaya enerjisi kalmıyor. Bende yemek sonrası birşeyler içip sohbet edebileceğim mekan arayışına girdim. Harabe halindeki bina ve alanların sanatçılar tarafından dizayn edilmesi ruin bar oluşumuna neden olmuş. Her mekanın kendine has bir tarzı var.
Yerel içkileri olan Palinka ve Tokaji şaraplarını bu mekanlarda deneyebilirsiniz. Palinka’yı hor görüp fondiplemeyin yudum yudum için.
Yahudi bölgesi (Jewish Quarter) ve Gozsdu Udvar akşam birşeyler içebileceğiniz farklı dekorasyon ve hoş atmosfere sahip mekanlarla dolu.
Szimpla Kert ruin barlardan en popüleri. İki katlı geniş bir alana sahip mekanda birden fazla bar var. Peluş oyuncaklardan tutunda, küvete kadar eski eşyaların dekorasyon olarak kullanıldığı fotoğraflık bir mekan. BA-YIL-DIM.
Instant ruin barların en büyüklerinden bir tanesi. Sihirli bir orman hissiyatı yaratan bir dekora sahip.
Kisuzem, Spiller, Kuplung, Lampas, Fagos Kert, Iskola ise farklı tarza sahip mekanlardan birkaçı.
